Dekanımız Prof. Dr. Ahmet Bostancı 29 Ekim 2020 Perşembe günü Diyanet TV haber bültenine Skype bağlantısı ile katılarak, son dönemlerde artan islamofobik saldırılar ve Mevlid-i Nebi haftası ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına son zamanlarda özellikle Fransa ve Almanya’da görülen islamofobik saldırıların ve Peygamberimize yönelik saygısızlıkların öncelikle İslam’ı hedeflediğinin ve Müslümanları provoke etmeyi amaçladığının açık olduğunu, bu saldırıların Mevlid-i Nebi haftasının hemen öncesinde gerçekleşmiş olmasının da Müslümanları ayrıca üzdüğünü belirterek başlayan Prof. Bostancı “Bazı konularda konuşanları örneğin Yahudileri eleştirenleri anti semitizm yapmakla, eş cinsellerle ilgili değerlendirmelerde bulunanları cinsiyetçilikle suçlayan Avrupa’nın İslam, Müslümanlar ve Peygamberimiz söz konusu olduğunda yapılan çirkin açıklamaları ve eylemleri fikir hürriyeti olarak değerlendirmesi tam bir çelişkidir. Avrupa’yı sahip olduğunu iddia ettiği değerlerle çelişen bu tutumundan vaz geçmeye davet ediyorum.” şeklinde konuştu. Müslümanlar tarafından bu tür saldırılara karşı meşru sınırlar dahilinde mutlaka tepki gösterilmesi gerektiğini ve İslam Dünyasının her yerinden Peygamberimize yapılan saygısızlığa karşı tepkilerin geldiği ifade eden Bostancı, İslam Dünyasının içinde bulunduğu ekonomik, teknolojik ve kültürel geri kalmışlık ve güçsüzlük sebebiyle bu tepkilerin çok da dikkate alınmadığını, İslam dünyası ekonomik ve kültürel olarak güçlendiğinde ve birlik olduğunda tepkilerin çok daha etkili olabileceğini ifade etti.
Mevlid-i Nebi Haftasının Peygamberimizi daha iyi tanıtmamız için bir vesile olmasını dilediğini söyleyen Prof. Bostancı, “Eğer iyi anlatabilirsek en azından İslam’a karşı kasıtlı bir tutum, kin ve nefret içerisinde olmayanlar Peygamberimizi daha iyi anlayacak ve saygı duyacaklardır. Geçtiğimiz aylarda Amerikan Newsweek dergisinde Peygamberimizin “Bir yerde hastalık varsa oraya girmeyin. Hastalık bulunan bir yerde iseniz de oradan çıkmayın” sözüne yer verilip İslam Peygamberi yüzyıllar önce salgın hastalıkların nasıl önleneceğini dile getirmiş değerlendirmesinde bulunulması bunun güzel bir örneğidir” şeklinde konuştu.
Konuşmasının devamında “Peygamberimiz (s.a.), Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle bizler için üsve-i hasene yani en güzel örnektir. Hayatın her alanında bu güzel örnekliği bize göstermiştir. Bir baba olarak kendi çocuklarıyla, bir dede olarak kendi torunlarıyla ve ümmetin diğer çocuklarıyla olan ilişkilerinde ve onlara karşı göstermiş olduğu tavırlarda da bizim için çok güzel örneklikler vardır. Peygamberimizin çocuklara yaklaşımında en dikkat çekici husus sadelik ve tabiliktir. Bu sadelik ve tabiiliğin arka planında da çok büyük bilgelik ve hikmet vardır” diyen Bostancı, Peygamberimizin çocuklara çok büyük değer verdiğini, onlara sevgi ve merhametle yaklaştığını, onları muhatap alıp hakları ve saygınlıkları olan şahsiyetler olarak gördüğünü ifade etti.
Prof. Bostancı açıklamalarını Peygamberimizle çocuk sahabîlerden Abdullah İbn Abbas ve Ümmü Halid arasında geçen ve O’nun çocuklarla kurduğu samimi iletişimi ve onlara verdiği değeri gösteren iki olayı anlatarak bitirdi.