Fakültemiz Suffe Hadis Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen “Kendi Dilinden Hocalarımız” programının bu dönemki konuğu, Prof. Dr. Hayati Yılmaz oldu. İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen programa Dekanımız Prof. Dr. Hasan Meydan, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Muhammet Ali Bağır, fakülte hocaları ve öğrenciler katıldı.
Program, Suffe Hadis Öğrenci Topluluğu üyelerinden Kerem Furkan Şogen’in, topluluğun gerçekleştirdiği ve planladığı faaliyetlerini anlatmasıyla başladı.
Konuşmasına hayatını ilk kez bu kadar geniş biçimde anlatacağını ifade ederek başlayan Prof. Dr. Hayati Yılmaz, 1968’de Tokat’ın yayla köylerinden Daylıhacı’da dünyaya gelişinden söz etti. Köy yaşamının kendisini hem fiziksel hem de zihinsel olarak güçlü kıldığını belirten Prof. Dr. Yılmaz, çocukluk yıllarının hayvan gütmekten tarlada çalışmaya, kış şartlarıyla mücadeleden sorumluluk bilincine kadar birçok tecrübe kazandırdığını söyledi. Her yaz tatilini köyde geçirdiğini dile getiren Prof. Dr. Hayati Yılmaz, şehirde büyüyen günümüz öğrencilerinin bu doğal hayat tecrübesinden mahrum kaldığını ifade etti.
Eğitim hayatına Tokat ve Sivas’ta devam eden Prof. Dr. Hayati Yılmaz, Sivas İmam Hatip Lisesi’nde tanıdığı öğretmenlerin kendisinde derin izler bıraktığını, yıllar sonra bu hocalarını bularak ziyaret etmeye devam ettiğini anlattı. Öğrencilik yıllarında kurulan bu bağların “vefa duygusunun en kıymetli örnekleri” olduğunu vurguladı.
Üniversite dönemi ise Prof. Dr. Hayati Yılmaz’ın hayatında ayrıcı bir yer taşıyor. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne gelişini ve İstanbul’la ilk tanışmasını “heyecan ve şaşkınlık” kelimeleriyle aktaran Prof. Dr. Yılmaz, o yıllarda Raşit Küçük, Faruk Beşer, Bayram Ali Öztürk ve Ahmet Turan Arslan gibi hocalardan ders almanın kendisi için büyük bir bahtiyarlık olduğunu belirtti. Ahmet Kamil Tekkesi’nde icra edilen ders halkalarının ilmî gelişimine ciddi katkı sağladığını söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, bugün fakültede yürütülen ders gruplarındaki derslerinde de o geleneğin yansımalarının olduğunu ifade etti.
1993’te Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne araştırma görevlisi olarak atanan Prof. Dr. Yılmaz, fakültenin kuruluş dönemine ve ilk akademik kadronun oluşumuna dair hatıralarını da paylaştı. 1999 depremi sonrasında akademisyenlerin barakalarda ve konteynerlerde sürdürdüğü zorunlu çalışma ortamına değinen Prof. Dr. Yılmaz, bu dönemi “zor ama dayanışmanın güç verdiği yıllar” şeklinde nitelendirdi.
Konuşmasının son bölümünde öğrencilere tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Yılmaz, ilahiyat eğitiminin yalnızca sınıf ve sınavlardan ibaret olmadığını, gerçek bir ilim yolculuğunun ehil hocalarla yüz yüze sürdürülen ders halkalarıyla mümkün olacağını vurguladı. “Zaman sandığınızdan çok daha hızlı geçiyor; bugün uzun zannettiğiniz öğrencilik yılları bir gün göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş olacak” diyerek öğrencileri ilim yolculuğunu ciddiyetle sürdürmeye teşvik etti.
Program, topluluk temsilcilerinin hediye takdimi ve hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.