Ana Sayfa
Duyurular
Fakültemizde "arz-I Mevud’dan Modern İsrail’e Uzanan Teopolitik Süreç" Konuşuldu
Fakültemizde

Fakültemizde "Arz-ı Mevud’dan Modern İsrail’e Uzanan Teopolitik Süreç" Konuşuldu

Fakültemiz tarafından düzenlenen “Çarşamba Konferansları” dizisinin “Arz-ı Mevud ve İsrail’in Teopolitiği” başlıklı ikinci oturumunda, İsrail’in dini referanslı siyasal stratejileri akademik bir bakışla ele alındı. Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nuh Arslantaş’ın konuşmacı olarak katıldığı programda, “Arz-ı Mevud ve İsrail’in Teopolitiği” başlıklı bir sunum gerçekleştirildi.

Açılış konuşmasını yapan Dekanımız Prof. Dr. Hasan Meydan, Müslümanların zulüm karşısında duyarsız kalmaması gerektiğini vurgularken, bu tür meselelerin duygusal söylemlerden uzak, bilimsel zeminde incelenmesinin önemine dikkat çekti.

Prof. Dr. Arslantaş, konuşmasına “arz-ı mevud” kavramının tarihsel köklerini açıklayarak başladı. Hz. İbrahim’in Harran’dan Filistin’e uzanan yolculuğunun Yahudi geleneğinde “ilahi bir vaat” anlayışına dönüştüğünü belirtti. İsrailoğulları’nın Mısır’dan çıkışından sonra Hz. Davud ve Hz. Süleyman dönemlerinde kurulan krallığın “altın çağ” olarak idealize edildiğini ifade eden Arslantaş, bu tarihsel hafızanın modern İsrail ideolojisinde güçlü bir referans değeri taşıdığını söyledi.

Siyonist hareketin kurucusu Theodor Herzl’in dini bir söylemi siyasi hedefe dönüştürdüğünü aktaran Arslantaş, “Beş ila elli yıl içinde bir Yahudi devleti kurulacaktır” sözleriyle başlatılan sürecin 1948’te İsrail’in kuruluşuyla sonuçlandığını belirtti. Ayrıca, David Ben-Gurion’un Knesset’te yaptığı konuşmada “Kutsal Kitap’ta çizilen sınırları hedef alan bir Yahudi devleti” vurgusunun altını çizdiğini hatırlattı.

İsrail’in politik davranışlarını “teopolitik” bir perspektifle değerlendiren Arslantaş, devletin kutsal metinleri stratejik araçlara dönüştürdüğünü söyledi. Tevrat ve Talmud’daki Gazze’ye yönelik olumsuz tasvirlerin, İsrail toplumunda tarihsel bir bilinç oluşturduğunu ve bu bilinçle bazı radikal grupların Filistin’e yönelik politikalarını meşrulaştırdığını ifade etti.

Yahudi hukukunda savaşın “mecburi” ve “ihtiyari” olmak üzere ikiye ayrıldığını hatırlatan Arslantaş, İsrail’in savaş sertliğini belirleyen beş temel etkeni sıraladı: dinin peygamber eliyle tatbik edilmemiş olması, tarihsel şiddet ortamında doğması, “seçilmiş halk” anlayışı, vaat edilen toprakları ele geçirme motivasyonu ve uzun süreli devletsizlik deneyimi.

Hamas’ın 7 Ekim saldırılarını “teopolitik bir tetikleyici” olarak yorumlayan Arslantaş, bu olayın İsrail’de “Amalek travması” olarak bilinen tarihsel korkuyu yeniden canlandırdığını ifade etti. İsrail’in düşman algısında bu kavramın, dini bir emirden çok tarihsel bir savunma refleksi hâline geldiğini dile getirdi.

Arslantaş ayrıca “Yeşu konsepti” olarak bilinen yaklaşımın, İsrail’in işgal ve yerleşim politikalarına teolojik dayanak oluşturduğunu belirtti. Tevrat’taki Yeşu kitabında anlatılan “vaat edilen topraklara giriş” anlatısının, özellikle 1967 sonrası Batı Şeria’daki yerleşim politikalarında sembolik bir meşruiyet zemini oluşturduğunu söyledi.

Yoğun ilgiyle karşılanan konferansın sonunda, Dekanımız Prof. Dr. Hasan Meydan, katkılarından dolayı Prof. Dr. Nuh Arslantaş’a hediye takdiminde bulundu.

Ayrıca program kapsamında yapılan çekilişle, konferansa katılan öğrenciler arasından yedi öğrenciye Prof. Dr. Arslantaş’ın Yahudilere Göre Hz. Muhammed ve İslamiyet ile Kudüs: Vahiyle Kutsanan Şehir adlı eserleri, öğrencilerin akademik ve entelektüel gelişimlerine katkı sunmak amacıyla hediye edildi.

Fotoğraflar