Ana Sayfa
Duyurular
Doç. Dr. Kenan Mermer'den "vesîletü’n-Necât’ın Kaynakçası ve Toplumsal Karşılığı" Konulu Seminer
Doç. Dr. Kenan Mermer'den

Doç. Dr. Kenan Mermer'den "Vesîletü’n-Necât’ın Kaynakçası ve Toplumsal Karşılığı" Konulu Seminer

Fakültemizde İslam Tarihi ve Sanatları Bölüm seminerleri kapsamında Doç. Dr. Kenan Mermer tarafından verilen “Vesîletü’n-Necât’ın (Mevlid) Kaynakçası ve Toplumsal Karşılığı” konulu bir seminer gerçekleştirildi.

Dekanımız Prof. Dr. Ahmet Bostancı, İslam Tarihi ve Sanatları Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Memiş, öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimizin katılımıyla gerçekleşen seminer Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Memiş’in açış konuşması ile başladı. Halk nezdinde daha çok Mevlid adıyla bilinen bu eserin 1400’lü yılların başlarında Bursa Ulu Camii imamı olan merhum Süleyman Çelebi tarafından kaleme alındığını ve o günden bugüne bilhassa Osmanlı coğrafyasında çok sevilerek yaygınlaştığını belirten Prof. Dr. Mehmet Memiş, bu önemli metnin başta Hz. Peygamber’in (s.a.) doğum günlerinde olmak üzere çeşitli vesilelerle okunmasının adet haline geldiğini, asırlardır dillerde ve gönüllerde dolaşarak halkımızın manevi coşkusunu güçlendirdiğini ifade etti.

Daha sonra Türk İslam Edebiyatı ABD öğretim üyesi Doç. Dr. Kenan Mermer konuyla ilgili şu bilgileri verdi:

Vesîletü’n-Necât, tarzı itibarıyla kendisinden sonra defaatle tekrar edilen bir numûne-i imtisâl olarak kendi tarihsel dizgesinde kurucu bir rol üstlenmiştir.

Telif olunan bütün eserlerin kendilerine has bir kaynakçası, yazılmalarına imkân tanıyan entelektüel bir muhiti vardır. Yazıldığı devirden başlamak kaydıyla günümüze kadar etkilerini sürdüren Vesîletü’n-Necât da bu tespitten azade değildir. Süleyman Çelebi’den takriben iki sene önce Bursa’da Ahmedî tarafından kaleme alınan Mevlid, Kadı Darîr’in üç ciltten oluşan ve farklı siyer eserlerinden derleyerek telif ettiği Sîretü’n-Nebî’si ve Âşık Paşa’nın meşhur mesnevisi Garîb-nâme, evvelemirde Vesîletü’n-Necât’ın öncülü ve kaynakçasını oluşturan eserler olarak düşünülebilir.

Doğumdan ölüme geniş bir hatta yayılan folklorik zenginlik, halka mal olmuştur: Kutsal geceler, şehitlerin ruhunu ta‘zîz/yüceltme, ölüm, doğum, adak, temel atma, sünnet merasimleri, asker uğurlama, hac dönüşü, evlenme, şükür ve yağmur duası kabilinden birçok sebep dairesinde mevlid okunması/okutulması çok güçlü bir gelenek olarak yaşamaya devam etmektedir.

Mevlid’in estetik açılımlar yaptığı yerlerde, daha önce işaret ettiğimiz üzere pratik ve toplumsal gayeler de göze çarpar. Vesîletü’n-necât’ın pratik gâyesini anlamak üzere onu takip ettiğimizde, ateşten kurtulmanın /oddan necât bulmanın yolu, Hz. Peygamber’in şeriatı olarak belirir.

Mevlid’de bu tarz dalgalanmalar -estetik ile toplumsal; güzel ile faydalı arasındaki sarkaçı kast ediyoruz.- daima fark edilir. Süleyman Çelebi, bazen savunmacı bir kimlikle, bazen toplumsal faydayı, sosyal mesajı önceylen bir tavırla, bazen de yalnızca aşk merkezinde varoluşsal bir usûlle sözü nazma çeker. Sosyo-kültürel manada, çemberini genişleten, hafızalara kazınan temel birkaç eserden biri hâline gelmiş olan Mevlid, güzel ve iyiyi harmanlayan bir mesnevi olarak kendisinden sonra defaatle yeniden üretilmiş bir metindir.

Seminer aşağıdaki linkten tekrar izlenebilmektedir.

https://www.youtube.com/watch?v=gjQWKy4PVgw

Fotoğraflar